Cumhuriyet Dönemi
Milli mücadelenin kazanılması bütün ülkede olduğu gibi Mekteb-i Sultani’de büyük bir coşku ile karşılandı. Milli hükümetin ve muzaffer ordunun temsilcisi olarak İstanbul’a gelen Refet Paşa Mekteb-i Sultani’yi de ziyaret ederken mektepte olağanüstü bir coşku yaşandı. Bu vesile ile Refet Paşa heyecanlı bir konuşma yaptı. Kendisi, Mekteb-i Sultani’nin batıya açılan ilk pencere olduğunu, birçok vatansever evlat yetiştirdiğini, yetiştirmeye de devam edeceğini, milli mücadele kazanıldığına göre artık vatanın imarına ve yükseltilmesine çalışılması gerektiğini söyledi. 1922–1923 eğitim yılı mezunları diplomalarını “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti” adına aldılar ve Mekteb-i Sultani ismi son defa bu yıl mezun olanların diplomalarına yazıldı.
Saltanatın kaldırılmasından sonra 1923 yılı Ağustos’undan itibaren Mekteb-i Sultani ismi Galatasaray Lisesi’ne dönüşmüştür. Galatasaray Lisesi Osmanlı döneminde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de önemli bir eğitim kurumu olarak faaliyetini sürdürmüştür. Birinci Heyeti İlmiye toplantısında okulun yeni statüsü belirlenmiş ve buna paralel olarak 1924 yılı itibariyle yeni Talimatname ve müfredat programı yürürlüğe girmiştir. Refet ve Kazım Paşaların Okulu ziyaret etmeleri yeni dönemde Galatasaray Lisesi’ne verilen önemi göstermektedir. Refet Paşa okulda yaptığı konuşmada Galatasaray Lisesi’nin batıya açılan ilk pencere olduğunu vurgulamış, Kazım Paşa da Türk Cumhuriyetinin gücünden bahsetmiştir.
Türkçe ve Fransızca sınıfların birleştirilmesi sürecinde yaşanan karışıklıktan dolayı bazı öğrenciler mağdur, bazı öğretmenler de kadro dışı kalmıştır. Derslerin birleştirilmesi sırasında yaşanan sıkıntılar bir takım tepkilere yol açmış, meclisin gündeminde tartışılmışsa da tekrar geriye dönüş daha fazla karışıklığa sebep vereceğinden, derslerin birleştirilmesi uygulamasına devam edilmiştir. Dolayısıyla iki bölümü de bitirenlere şahadetname verme uygulaması kaldırılmıştır.
3 Mart 1924 tarihinde Hilafetin kaldırılması ve Osmanlı hanedanı mensuplarının yurt dışına sürgüne gönderilmeleri kararı üzerine Galatasaray Lisesi’nde eğitim görmekte olan hanedana mensup öğrenciler okuldan ayrılmıştır.
Özellikle 1924–1929 ve 1933–1950 yılları arasında görev yapan Müdür Behçet Bey 1929–1933 döneminde Müdürlük makamında bulunan Fethi İsmail Bey okulun başarılı olması için büyük çaba göstermişler ve bunda da muvaffak olmuşlardır. Galatasaray Lisesi mezunu olan Behçet ve Fethi Beyler müdürlükleri dönemlerinde öğrencilerin okulda yaptıkları sosyal faaliyetleri desteklemişlerdir. Behçet Bey döneminde öğrencilerin kurmuş olduğu Talebe Sandığı hakkında bilgi alan dönemin Maarif Vekili Mustafa Necati Bey, aynı uygulamanın diğer liselerde de yapılmasını istemiştir. Böylece öğrenciler arasında hem dayanışmayla birlikte yardımlaşma hem de lise öğrencilerinin temsilci seçerek bir teşekküle üye olmaları ve bu teşekkülün işleyişi sırasındaki aşamalarda tecrübe sahibi olarak hayata hazırlanmaları mümkün olacaktı.
Cumhuriyet döneminde Galatasaray Lisesi’nde tahsil süresi 5’i İlkokul, 4’ü orta kısım birinci devre 3’ü ise orta kısım ikinci devre olmak üzere toplam 12 yıl olarak belirlenmiştir. Mektepte uygulanan müfredat programı ağır olup bu program çerçevesinde yetişen öğrenciler yeterli bilgilerle donatılmış olarak mezun olurlardı. Bu durum eğitimlerinin sonraki aşamalarında kendilerine önemli katkı sağlamıştır. Mektebin bilgi vermek yanında öğrenciyi hayata hazırlamak gibi bir işlevi de vardı. Okulda kurulan bir takım öğrenci teşekkülleri sayesinde talebe kendisini hayata hazırlama imkânı bulur, bu arada mektepte sosyal faaliyetler de hiç eksik olmazdı. Müzik, spor ve izcilik faaliyetleri yanında öğrenciler yayınladıkları Akademi (dokuzuncu sayıdan itibaren Galatasaray) dergisi ile de okullarının adını duyuracak başarılar elde etmişlerdir. Bu çerçevede okulda her yıl birçok sergi açılmış, konserler ve tiyatro gösterileri düzenlenmiştir. Bu başarılarında kendilerine rehber olan gerek Türk gerekse Fransız öğretmenler alanlarında uzman olan kişilerden seçilirdi. Yabancı öğretmenlerle özel bir mukavele yapılmaktaydı ki bu uygulamadan amaç eğitimde devamlılığı sağlamaktı. Bütün bunların bir araya gelmesiyle Galatasaray Lisesi’ni bitiren bir öğrenci hayatta başarılı olma şansını çabuk yakalardı.
Galatasaray Lisesi geliştikçe ve öğrenci sayısı arttıkça Beyoğlu’ndaki bina yeterli olmamaya başlamıştır. Bunun üzerine Ortaköy’deki Feriye Saraylarından bir bina Galatasaray Lisesi’ne tahsis edilmiş ve mektebin İlkokul kısmı ile hazırlık sınıfı buraya taşınmıştır. İlkokulu burada tamamlayan öğrenciler sonraki devreleri okumak için Beyoğlu’ndaki binaya geçiş yapmışlardır.
1930’lu yıllarda Atatürk Galatasaray Lisesi’ne dört defa gelerek bu okula ne kadar önem verdiğini göstermiştir. Atatürk 1930 yılındaki ziyaretinde okul müdürü, idareciler ve öğretmenlerle temaslarda bulunmuş ve bazı sınıflara girerek ders ortamında öğrencileri görmüştür. Bu ziyarette öğrenciler bir bayram havası içinde büyük bir coşkuyla ve gururla Atatürk’ü karşılamışlardır. 1932’deki ziyaretinde okulda çok kısa süre kalan Atatürk, 1933 yılındaki ziyaretinde bakalorya sınavına katılmış ve dokuz öğrenciyi bizzat kendisi sınav yapmıştır. Atatürk tarafından bizzat sınav yapılan öğrencilerden biri olan İlhan E.Postacıoğlu oldukça uzun süren bu sınavda verdiği doğru cevaplarla başarılı olmuş ve aynı zamanda okulunun da başarısını göstermiştir. 1934 yılında İş Bankası’nın onuncu yıl dönümü nedeni ile Galatasaray Lisesi’nde açılan sergi dolayısıyla Atatürk okula gelmiştir.
1934 yılında müfredat programıyla, orta ve lise kısımlarının ders yıllarında bir değişikliğe gidilmiştir. İlkokul beş yıl olarak aynı kalmış, ortaokulu oluşturan birinci devre dörtten üç yıla indirilmiş, ikinci devre ise üçten dört yıla çıkarılmıştır. Lise üçüncü ve dördüncü sınıflar Fen ve Edebiyat olarak ayrılmıştır. Önceki uygulama da ise lise üçüncü sınıf Fen ve Edebiyat şubesi olarak ayrılmıştı. Okulun eğitim süresi yine aynı şekilde 12 yıl olarak devam etmiştir.
Anılarını kaleme alan Galatasaray mezunlarında ilk göze çarpan bu okulu bitirmiş olmanın onlara verdiği gururdur. Galatasaraylılık ruhunu yaşatmak sadece öğrencilik yıllarında değil, hayatlarının sonuna kadar devam ettirdikleri bir meşaledir. Pilav günlerinde bir araya gelen eski ve yeni mezunların okul yıllarını çağrıştıran çocuksu hareketleri, hâlâ birbirlerini lakapları ile çağırmaları, anılarında tazeliğini kaybetmeyen o güzel günleri yâd etmeleri onların okula duydukları özlemin bir göstergedir.
Galatasaray Lisesi sonraki yıllarda da ülkedeki en önde gelen orta öğretim kurumlarından biri olma vasfını devam ettirmiştir. 1965 yılında kız öğrenciler okula kabul edilmiştir. 1968 senesinde Mektebi Sultani'nin 100. Kuruluş yılı kutlamaları nedeniyle dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle liseyi ziyaret etmiştir. Son olarak, 14 Nisan 1992 yılında Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand ile 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal arasında imzalanan protokolle ilkokul ve üniversite eğitimini de kapsayan Galatasaray Eğitim Öğretim Kurumu (GEÖK) hayata geçirilmiştir.
Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu, 6 Haziran 1994 tarih ve 21952 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 3993 sayılı kanunla Galatasaray Üniversitesi'ne dönüşmüştür. Kurum üniversite statüsünü almasına rağmen, entegre eğitim-öğretim kurumu olma özelliğini korumuş ve Galatasaray Lisesi ile ona bağlı İlkokul ve Rektörlüğe bağlı öğretim birimleri olarak tanımlanmıştır.
Bu yıldan günümüze kadar gelen bir süreç içinde de Galatasaray Lisesi aynı vasfını muhafaza etmektedir.